CHP'ye göre liç adaletinin sağlanması sonraki iktidarın görevi

CHP'ye göre liç adaletinin sağlanması sonraki iktidarın görevi
Sonra belgeler ortaya çıkınca susmayı tercih ettiler. Ancak biz unutmadık ve unutturmayacağız dedi. Özel, hükümetin doğa katliamlarına karşı sessiz kalmayacaklarını vurguladı.

 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Biz Bolu Kartalkaya meselesini unutturmamaya devam edeceğiz. Tıpkı İliç'te olduğu gibi. İliç'te de imza kimin çıktı. Murat Kurum'un çıktı. Önce sadece inkar ettiler. O dönemde İstanbul'a adaydılar. Dedik ki İliç'in felaketi oldun, İstanbul'un felaketi olmana izin vermeyeceğiz dedik. Sonra da yeniden bakan oldu. Dün yine İliç duruşması vardı. Bir tane kamu görevlisi yargılanmadı. İliç'e adaleti getirmek bir sonraki iktidara yani Cumhuriyet Halk Partisi'ne kaldı" dedi. 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

"Çanakkale aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk'ün tarih sahnesine büyük bir askeri deha olarak çıkmasının, yine Anadolu'da, Rumeli'de yaşayan, Türk'üyle Kürt'üyle, Laz'ıyla Çerkez'iyle bu topraklarda yaşayan hepimizin dedelerinin göğüs göğüse çarpıştığı ve bu ülke emperyalistlerin işgaline uğramasın diye can verdikleri, kefensiz olarak toprak altında koyun koyuna yattıkları, bir büyük ayağa kalkışın, bir büyük direnişin ve karşıdaki ne kadar güçlü, elindeki silahlar ne kadar üstün olursa olsun, vatan sevgisinin, ülke sevgisinin ve cesaretin hiçbir silah karşısında aciz içinde olmayacağının dünyaya gösterildiği, tüm Cumhuriyet Halk Partililere ve Türkiye Cumhuriyeti'ni seven herkese de 110 yıl öncesinden vasiyet edildiği bir zaferdir. Günümüz kutlu olsun.

Bu akşam iftarda şehit ailelerimizle ve gazilerimizle birlikte olacağız. Onlar Cumhuriyet Halk Partisi'nin, ülkenin gündemi ne olursa olsun sürekli gözettiği, temas halinde olduğu, görüşlerini sorduğu, onlara rağmen bir şeyin yapılmayacağının teminatı olduğu, çok değer verdiğimiz büyüklerimiz, kardeşlerimiz ve evlatlarımız.

Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak tam sekiz ay önce üç büyük yapıyı, yani devlet protokolünde de şehitleri ve şehit ailelerini ve gazileri temsil eden, biri vakıf, ikisi dernek, üç büyük yapının taleplerini alarak Türkiye'de 200'ün üzerinde şehit ailesini, şehit aileleri derneklerini, gazi derneklerini ziyaret ederek, sekiz ay önce 18 kanunda değişiklik yapan bir teklifi Meclisimizin ilgili komisyonlarına emanet ettik.

Süreleri doldu. Maalesef bir çalışma yok. Geçtiğimiz günlerde Milli Savunma Bakanlığı'ndan bu konuda bir çalışma yapıldığı söylendi, umutlandık, dikkatle takip ediyoruz. Hem Çanakkale Zaferi'nin yıldönümüdür hem de Şehitleri Anma Günü'dür.

Buradan bir kez daha bütün parti gruplarına, siyasi parti gruplarına ve grubu bulunmayan siyasi partilere 18 kanun teklifiyle, Türkiye'de artık şehit ailelerin, gazilerin haksızlıktan, eşitsizlikten ya da kendilerine verilen sözlerin tutulmamasından şikayet etmedikleri bir kanuni düzenlemeler bütününü hayata geçirmek için hep birlikte olmamız gerekir. Bu noktadaki çağrımızı bir kez daha ifade ederek sözlerime başlıyorum. İki büyük facia birbirine çok benzeyen hukuki süreçler yaşanıyor.

Bir tanesi en son yaşadığımız, tam 56 gün önce Bolu'da Kartalkaya'daki otel yangını. 78 kişi, 36'sı çocuk ve bebek katledildi orada. Gözaltılar yapıldı ve yedi kişilik bir bilirkişi heyeti görevlendirildi. Gerçekten liyakatleriyle, daha önceden zaten adliyeye başvurmuş, odalarından isim istenmiş, o isimler bildirilmiş. O havuzdan Bolu'daki adaleti sağlayacak olanların, savcıların seçtiği yedi bilirkişi görevlendirildi. Üç gün süre verdiler.

Üç gün içinde buradaki sorumlulukları bize rapor et, raporunu hazırla. O bilirkişiler gece gündüz üç gün yanmış otelin içinde çalıştılar. Bir rapor hazırladılar. Götürdüler, verirken, "Alamayız." dediler. Neden? Bu raporda, "Siz sorumlu." diye, "Turizm Bakanlığı yazmışsınız." "Ne yazacaktık?" dediler. "Sorumluluk tamamen onda." Kapıdaki tabeladan tutun bütün kanunlara kadar bütün düzenlemelerde sorumluluk onda. "Bunu böyle yazamazsınız. Silin. Yerine 'Bolu Belediyesi' yazın." Bilirkişiler, teknik insanlar. Kanuna bakıyor, nizama bakıyor, yönetmeliğe bakıyor, yazışmaya, çizişmeye bakıyor.

Dediler ki, "Bolu Belediyesi'nin sınırlarının da dışında burası. İçinde de olsa Turizm Bakanlığı'nda yetki. Dışında, yıllar önce AK Parti'deyken Bolu Belediyesi'ne bir uygunluk verilmiş. O günden beri de, ne yıllarca 15 yıl AK Parti gitmiş ne de şimdi Bolu Belediyesi'nin oraya gitmeye yetkisi yok. Yazamayız." "Yazamazsanız istifanızı yazın." Buradan gösterdim geçtiğimiz haftalarda. O kadar güzel azil talepleri var ki.

Üç gün gece gündüz çalışmış, üç gün sürenin sonunda rapor çıkmış, "İş yoğunluğum nedeniyle azlimi istiyorum. Bu üç gün burada emek veremeyeceğim. Zamanım yok. Başka işim var. Azlimi istiyorum." Ben ilk görevlendirme yazısını da buldum.

Azil taleplerini de buldum. Raporu da buldum, sizlerle de paylaştım. Bütün aileleri de ziyaret ediyoruz. Hepsi o raporu da biliyor. O rapora "korsan" diyen Adalet Bakanı'nı da biliyor. Herkes o raporun ne kadar şeffaf, doğru yazıldığını da biliyor. İşine gelmeyenlerin bir adalet korsanlığıyla o raporu nasıl çaldıklarını biliyor.

Hatta şunu da hatırlatıyor aileler: "Bu bakan önce dedi ki, 'Rapor genişleyecek. Heyet genişleyecek.' Şimdi o heyet yok. Yeni heyet var diyor ama o günden bugüne 53 gündür yeni bir rapor da yok." Biz bu meseleyi takip etmeye, unutturmamaya devam edeceğiz. Aynı İliç'te olduğu gibi, nasıl bu faciada ilk günden beri Kartalkaya'daydık, ilk andan beri, milletvekillerimizle, belediye başkanlarımızla, geçen yıl da, bundan 13 ay önce İliç'teydik. İliç'te dokuz işçi hayatını kaybetti. O devasa bir linyitin altında kaldılar. Facia göz göre göre geldi.

Biz Bolu Kartalkaya meselesini unutturmamaya devam edeceğiz. Tıpkı İliç'te olduğu gibi. İliç'te de imza kimin çıktı. Murat Kurum'un çıktı. Önce sadece inkar ettiler. O dönemde İstanbul'a adaydılar. Dedik ki İliç'in felaketi oldun, İstanbul'un felaketi olmana izin vermeyeceğiz dedik. Sonra da yeniden bakan oldu. Dün yine İliç duruşması vardı. Bir tane kamu görevlisi yargılanmadı. İliç'e adaleti getirmek bir sonraki iktidara yani Cumhuriyet Halk Partisi'ne kaldı."

Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.