Rise Of Empires: Ottoman Dizisinin Tarihi Çarpıtan 5 Büyük Hatası
Netflix'in yeni popüler dizisi 6 bölüm halinde yayınlanan Rise Of Empires: Ottoman dizisi oldu. Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethini anlatan dizi, yayınlandığı günden beri en çok tartışılan konulardan biri oldu. Netflix'teki Hakan Muhafız felaketinden sonra yayınlanan Atiye dizisi büyük beğeni toplamıştı. Yönetmeni ve oyuncularının çoğu Türk olan Rise Of Empires: Ottoman dizisini bir Türk dizisi sayıp sayamayacağımız şöyle kenarda dursun, biz bu dizide yapılan 5 büyük hatayı tarihçilerimizin anlatımından yola çıkarak sizler için derledik.
Unutmadan uyaralım; Spoiler içerir.
Rise Of Empires: Ottoman Fragmanı
1- Sultan Mehmed'in Şehzadeliği- Kırbaçlanan Bir Şehzade
Fatih Sultan Mehmed, dizide şehzade olduğu dönemde Çandarlı Halil Paşa tarafından yetiştirildiğine yer veriliyor. Ele avuca sığmaz, asi, dikbaşlı bir çocuk olarak gördüğümüz Mehmed, yetiştirilmesi sürecinde zaman zaman kırbaçlanıyor ve ağır cezalara çarptırılıyor. Babası Sultan Murad tarafından da hiç sevilmeyen Mehmed, nedeni bilinmez tahta oturtulduktan sonra hemen İstanbul'u fethetmek istediği için tahttan indiriliyor. Şehzade Mehmed Sultan Murad'ın son eşi Sırp Despotu'nun kızı Mara Despina tarafından yetiştirilmekte ve kendi annesini hiç görmemektedir.
Doğrusu
Sultan 2. Murad Osmanlı padişahları içerisinde en yumuşak huylu olanıydı. O dönem içerisinde Osmanlı'nın en büyük sorunu Macar tehlikesiydi. Sultan Murad'ın 3 şehzadesi bulunuyordu. Bu şehzadelerden Korkud attan düşerek ve Aleaddin Ali hastalıktan hayatını kaybedince zaten tasavvufa meyilli olan Sultan 2. Murad dünyadan elini eteğini çekmeye karar verdi. Tahtı 13 yaşındaki Mehmed'e bırakacaktı ama önce Macar belasını dizginlemesi gerekiyordu.
Macaristan ile yapılan Segedin Barış Antlaşması ile Sultan Murad, Mehmed'e 1444 yılında tahtı bıraktı. Ancak Mehmed'in tahta çıkmasını fırsat bilen haçlılar hızlıca bir haçlı birliği toplayarak Osmanlı üstüne hücuma geçtiler. Bunun üzerine Fatih Sultan Mehmed'in efsane olmadığı bilinen, belgelerle sabit efsanevi bir mektubu bulunur:
"Padişahım efendim. Sultan iseniz geliniz ve ordularınızın başına geçiniz. Sultan bensem emrediyorum; geliniz ve orduların başına geçiniz"
Bu mektup üzerine Sultan Murad'ın komutayı ele almaktan başka çaresi kalmaz. 1444 yılında Varna önlerine gelen Haçlı ordusu Sultan 2. Murad tarafından bozguna uğratılır.
Annesi konusunda da, Mara (veya Maria) Despina gerçekte de hoşgörülü ve sevecen biridir. Sultan Mehmed ölene kadar Mara için "Valide Mara" diye seslenmektedir. Ancak Mehmed gerçek annesi Bülbül Hatun'u 16 yaşında kaybetmiş ve Bülbül Hatun o zamana kadar Manisa'da şehzade ile beraber yaşamıştır. Bülbül Hatun'un Bursa'daki mezarında "Sultan Murad Hazretlerinin gözünün nurunun validesi burada meftundur" yazmaktadır. Burada Sultan Murad'ın Mehmed'i ne kadar sevdiği de annesi hakkındaki bilgi de yer alıyor.
2- 7 Bin Ceneviz Askerinin Osmanlı Ordusunu Perişan Etmesi
Dizi filmde yer alan en önemli konulardan biri Gustiniani ve ona bağlı Ceneviz paralı askerlerinin İstanbul'u efsanevi şekilde savunmalarıdır. Binlerce Osmanlı askerinin doğrama tahtasındaki salatalıklarmış, Gustiniani'nin de meşhur bir İtalyan şefmiş gibi tıkır tıkır asker doğraması, dahası Fatih'in bir birlik bitince hemen diğerini göndermesi konusu oldukça abartılı.
Doğrusu
Gustiniani gerçekten efsanevi bir savaşçı. Yer yer şahsen çıkıp savaştığı da görülmüştür. Ancak Gustiniani her seferinde surların dışına çıkmamaktaydı. Hücumlarda 3 kademeden oluşan İstanbul surlarının son suruna Türk askerleri geldiğinde atağa geçilip vur-kaç taktiği uygulayan Ceneviz askerleri, Osmanlı birliklerini surların dibine çektikten sonra surlardan aşağı kızgın yağ boşaltır ve bu şekilde üstünlüğü ele geçirmeye çalışırlardı. Bu hücumlardan birinde ağır kayıplar veren Ceneviz askerleri bir daha surların dışına çıkmaz ve içeriden ok atışları yaparak savunmada kalırlardı. Bu detaya yer verilmemiş ve dizide Cenevizliler hep kazanmıştır.
Ayrıca Osmanlı askerlerinin dönemin en güçlü birlikleri oldukları bilinmekteydi. Buna rağmen oldukça beceriksiz ve savaş disiplininden uzak görüntüleri de gerçekle bağdaşmamaktadır.
3- Rise Of Empires: Ottoman Dizisinde Ergen Bir Sultan İzledik
Fatih Sultan Mehmed İstanbul'u fethettiğinde sadece 21 yaşındadır. Birtakım ihtirasları vardır. Bunlardan ilki, İstanbul'u fethederek kendisini ispat etme gayreti. Bunun üzerinde çok durulmuş. İkincisi ise Mehmed'in düşünmeden fevri hareketler yapan çevresine kulak asmayan bir yapıda oluşu var.
Doğrusu
Fatih Sultan Mehmed'in tıpkı tahttan kendi rızasıyla çekilmesi gibi abartılmış bir kurgu ile karşımızda bu kısım. Fatih Sultan Mehmed, sevmemesine rağmen Çandarlı Halil Paşa'nın bile tavsiyelerine kulak verirdi. Çevresindeki herkesi dinleyen ama kendi bildiğinden şaşmayan bir karaktere sahipti. Zekası dost düşman herkes tarafından kabul edilen bir karakterdi. Fevri hareketler yaparak çabuk ve aşırı sinirlenen bir yapıya sahip değildi. Bu kurgu tıpkı 1453 filmindeki gibi yanlış aktarılmış ve Fatih Sultan Mehmed'i geç ergenlik yaşayan, ergenlik döneminden bir türlü çıkamamış biri gibi göstermekte. Halbuki Fatih, ilk tahta çıktığı 13 yaşında bile karakteri oturmuş bir kişi olarak kabul edilmekte. Zaten dönemin en iyi eğitiminden geçmiş, tahtın tek varisi, şımarık bir çocuk gibi değil, taşıdığı sorumluluğun bilincinde olarak yetiştirilmiştir.
Fatih'in İstanbul'u bu kadar kafasına takmasının sebebi ise birden fazladır. Ancak bunların içinde kendini ispat etme gayreti yoktur. Birden fazla rivayet vardır ve bu rivayetlerin doğru olması durumu bunu en net açıklayacak unsur olacaktır. Bunlardan ilki Bülbül Hatun'un Mehmed'i doğumu esnasında Sultan 2. Murad Kuran okumaktadır. Doğum haberi gelince tam da o sırada Muhammed suresini bitirip Fetih suresine başlamıştır Sultan Murad. Doğum haberi gelince Sultan Murad, Muhammed suresini yeni bitirdiği için ismini Mehmed koyar ve şöyle der; "Ben de tam Muhammed Suresini bitirmiş, Fetih suresine başlamıştım. Muhammed Suresinden mütevellid adı Mehmed ola, İstanbul'un fethi ona nasip ola." Mehmed daha kundaktayken Edirne'de Sultan Murad'ın huzuruna gelen Hacı Bayram Veli, Sultan Murad'ın "Konstantiniyye'yi almak bize nasip olacak mı" sorusuna Hacı Bayram Veli şöyle der; "Sultanım fethi ne siz görürsünüz ne ben görürüm. Fethi şu kundaktaki bebeyle şu kapıdaki köse görecek" Hacı Bayram Veli'nin bahsettiği kundaktaki bebe Fatih, kapıdaki köse de Hacı bayram Veli'nin talebesi Akşemsettin'dir.
Sultan Mehmed, bütün şehzadeliği boyunca bu bilinçle yetiştirilmiş ve İstanbul'u alacağı ona işlenmiştir. Müjdelendiğine inanılmış ve inandırılmıştır. Bir sebebi de elbette Peygamber Hz. muhammed (SAV)'in övgüsüne nail olmaktır -ki bu kısım dizide de doğru olarak verilmiştir-
4- Şahi Topları Kime Ait?
Filmin en can alıcı noktalarından biri de Şahi toplarının planlarını Fatih'e getiren Urban Usta'ydı. Urban usta dönemin en canavar savaş makinesini çizmiş ve kimsenin bunu alacak parası yoktur. Mehmed'in İstanbul'u fethetmeye hazırlandığını haber alan Urban Usta; "dur şunu yeni yetme Padişah'a da göstereyim" diyerek saraya gelmiştir.
Savaşın daha başında Şahi topunun patlatma esnasında parçalanmasıyla Urban Usta ölmüş, Fatih ise orada yaralanmıştır. Topun patlama sebebi ise, Urban Usta'nın bu tehlikeyi uyarmasına rağmen Sultan'ın ille de ateşleyeceksiniz demesidir.
Doğrusu
Mehmed, daha 10'lu yaşlarının başından itibaren İstanbul'u fethetmeyi kafasına koymuştu. Bu büyük surlar nasıl aşılır, bu şehre nasıl girilir sorusu kafasını en meşgul eden sebeptir. 3. başlıkta da belirttiğimiz gibi Fatih Sultan Mehmed bu motivasyona çocukluğundan beri sahiptir. Dolayısıyla balistik öğrenmiş ve toplar konusunda çok şey biliyordu. Toplar Avrupa'da kullanılmaya başlayalı 40 sene kadar olmuştu. 40 yıl geçmişte kalan 550 yıl içerisinde çok kısa bir zaman olsa da esasında dönemin bir ortalama insan ömrüdür. Osmanlı'nın dünyadaki tüm gelişmeleri takip eden ve son teknoloji konusunda padişah, şehzade ve ulemalarını yetiştiren bir devlet olduğunu düşünürsek Osmanlı'da pek çok kişi toplar hakkında çok şey bilmekteydi.
Tarihi kayıtlar bize Şahi Toplarının çiziminin Fatih'e ait olduğunu gösteriyor. Ancak Osmanlı'da bu büyüklükte topu dökebilecek ve çalışmasını sağlayacak büyük bir bilim adamının var olup olmadığını bilemiyoruz. Urban esasında Macar'dır ve ünlü bir top döküm ustasıdır. Fatih, Urban Usta'ya bu topları gösterdiğinde Urban Usta'nın tereddütte kaldığını ancak işi üstlendiğini yazar Koçibey.
Şahi topunun patlama esnasında parçalanması detayı doğru ancak Fatih o sırada o kadar yakın değildir. Sadece topu ateşleyin demiş, çatlak olduğu ve tehlikeli olacağı konusunda uyarılıp uyarılmadığı bilinmemekte. Fatih oradan uzaklaşırken top patlamış ve kuşatmanın daha 10'uncu gününde Sultan Mehmed hafif yaralanmış, Urban Usta ise ölmüştür.
5- Meryem Ana'nın Aya Sofya'yı Terki
Kuşatmanın son günlerinde Aya Sofya üzerinde bir hare belirir. Bunun "Meryem Ana'nın İstanbul'u terketmesi" olarak yorumlayan İstanbullular büyük bir paniğe kapılır ve şehrin düşeceğine emin olurlar.
Doğrusu
Diğer yazdıklarımızın aksine bu efsane doğrudur. Bizans'ta böyle bir olayın yaşandığı rivayet edilir. Ancak tabii ki doğruluğu bilinmeyen efsanevi ve ruhani bir referanstır bu. Buna karşın dizide yukarıda bahsi geçen Muhammed ve Fatih Sureleri, Hacı Bayram Veli'nin sözleri ve hatta Akşemseddin'in varlığı dahi dini referanslı olduğu için yer bulamamış, Ulubatlı Hasan'ın tamamen efsane olduğu bilindiği için yer verilmemiş olması kadar şehir efsanesi olan olayın burada yer verilmesi "Meryem Ana Aya Sofya'yı terk etmeseydi şehir düşmezdi" imajı vermektedir. Filmi her konuda tarafsız yapsa dahi bu açıdan tarafsızlıktan uzaklaştırmış bir detaydır.
Diğer Kültür Sanat, Sinema ve Dizi haberleri için tıklayınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.