Sağın Yeni Stratejisi: İsrail ve Öcalan Devri Sonrası Dönemine Dair Planları Tartışılıyor
BirGün yazarı Yaşar Aydın, AKP ve MHP'nin İsrail ve PKK karşıtlığı üstünden toplumsal taban bulduğunu hatırlatarak "Eyy İsrail, Eyy Öcalan devri sona erdiyse sağ ne yapacak; yerine ne koyacak?" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Aydın'ın yazısı şöyle:
"Tayyip Erdoğan ve onun çok güvendiği, eskinin MİT Başkanı şimdinin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın sözcülüğünü yaptığı "yerli ve milli" politikanın ne kadar kof olduğu ortaya çıktı. İsrail ve ABD’ye efelenmelerin ne kadar boş olduğu görüldü. Suriye’de yaşanan gelişmeler sonrası, İsrail’le gerilim yaşaması beklenen Ankara’dan hızlı adımlar geldi. Geçen hafta Türk ve İsrailli yetkililer, Suriye’de çatışmasızlık mekanizması kurulması için ilk görüşmeyi Azerbaycan’ın ev sahipliğinde Bakü’de gerçekleştirdi. Kuşkusuz bu toplantının Azerbaycan’da yapılması tesadüf değildi. Aliyev yönetimi, Türkiye ile olduğu kadar İsrail devletiyle de çok yakın ilişkilere sahipti. Nitekim “Türkiye-İsrail normalleşmesi için çalışmaya devam edeceğim” diyerek meseleye dair hassasiyetini de kayda geçirmiş oldu. Bu sürecin bir tarafında ABD’nin de olduğunu tahmin etmek zor değil.
Peki, Suriye’de karşı karşıya gelmesi an meselesi olan; Gazze’de yaşananlar ortadayken Türkiye-İsrail yakınlaşması mümkün mü? Bugünden yarına Netanyahu ile Erdoğan’ın aynı karede buluşması mümkün görünmese de evet, pekâlâ yakınlaşma mümkün.
Trump’ın dünyaya ilan ettiği Gazze planının bile yandaş medyada “Hicret” üzerinden ciddi şekilde tartışıldığı bir ülke burası. İslamcı yazarlar, Filistinliler için hicretin ne kadar mümkün olabileceğine dair yazılar yayımlıyor. En olmayacak başlık bile İslamcı bir gerekçeyle yorumlanıp meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Bu anlamıyla “hicret” tartışmasının bugünlerde yandaş medya kanallarında başlatılması hiç de tesadüf gibi görünmüyor. Açık ki ABD eliyle Türkiye ve İsrail arasında kavşağı güçlendirmek için yol temizliği yapılıyor. AKP’nin, Ortadoğu’da İran karşıtlığını da içine alacak şekilde ABD-İsrail hattıyla aynı noktada duracağı şimdiden belli oldu.
Son 40 yılını Kürt siyasetine düşmanlıkla geçiren bir parti, şimdi PKK’nın kurucusu ile birlikte “Terörsüz Türkiye” çalışmasına girdi. Bahçeli, sağlık sorunu yaşadığı güne kadar sürecin bayraktarlığını yaparken, DEM heyetinin de gönlünü kazanmayı bildi. Şimdi bile telefon görüşmeleri ve sosyal medya paylaşımları ile Erdoğan’a destek vermeyi sürdürüyor. MHP, neredeyse varlığını borçlu olduğu siyasetten vazgeçtiğini Bahçeli’nin ağzından açıklamış oldu."
Yazının tamamını okumak için tıklayın.
Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.