Kilis'e Bombalar Neden Düşüyor? Bugün Yine Can Kaybı var
Katyuşalar Kilis'e Ne İçin Düşüyor?
2016 yılına girdiğimizden beri 40'tan fazla katyuşa füzesinin vurduğu Kilis, artık eski sakin günlerinden çok uzakta. 2011 yılının Nisan ayından beri Suriyelilerle beraber yaşayan Kilis'te artık Arap nüfusu ile Türk nüfusu kafa kafaya gelmişken sınırın yüzlerce metre ilerisindeki bu şehrin hedef seçilmesindeki amaç ne ve niçin engellenemiyor?
Nobel Barış Ödülü'ne aday Kilis'in bu durumu aslında herkes tarafından tartışılıyor. Her kafadan çıkan sesin ortak özelliği ise "Türkiye savaşa çekilmek isteniyor." Peki, Türkiye'yi kim niçin savaşa çekmek istiyor?
IŞİD'in bölgedeki önemli güçlerden biri olduğunu kabul etsek dahi Türkiye'nin orada IŞİD ve PYD'ye yönelik yapacağı bir operasyon kimsenin işine gelmez. Ne IŞİD, ne de PYD kaybedeceği bir savaşa girme taraftarı olmazlar. Yaygın görüş füzelerin IŞİD tarafından atıldığına dair, öyleyse IŞİD'in bu kadar cesur davranmasındaki temel amaç nedir?
Emekli Binbaşı Metin Gürcan, katyuşaların 18-20 km menzili olduğunu belirterek herhangi bir kimyasal veya biyolojik silaha sahip olmaları durumunda bunu kullanmaktan çekinmeyecekleri, daha uzun menzilli silahlara sahip olmaları durumunda ise bölgeye yakın büyük şehirleri gözlerini kırpmadan vuracaklarını belirterek "Zaten Amerika İncirlik'teki aileleri bu yüzden tasfiye etti" diyor.
Akıllara gelen bir başka konu da doğruluğu kesin olmasa da tapeler. 30 Mart 2014 yılında ortaya çıkan ses kaydında iddiaya göre Hakan Fidan "dört adam göndeririz, sekiz roket atarız savaşa girmek için sebep olur" sözlerini sarfediyor. Eğer bu gerçekse, oraya giden dört adamın attığı kırk roket olabilir mi?
Toplum hafızası zayıf. Ancak savaş sebebi kuvvetli. Bu doğru bile olsa Türkiye'ye müdahale hakkı doğmuştur. Her ne kadar toplumun hala desteklemediği bir durum olsa da bu harekat Türkiye'nin şehirlerinin güvenliğini sağlaması gerekiyor. Çünkü misilleme yapılan obüsler, katyuşalara karşı çok zayıf. Metin Gürcan, katyuşa roketlerinin kurumunun ve kullanımının çok kolay olduğunu, bir yerden ateşlendikten sonra hemen oradan alınarak bir başka noktaya taşınmasının çok kolay olduğunu belirtiyor. Bu durumda tespiti olan nokta ateşlemenin yapıldığı yer dahi olsa obüsler orayı vururken boşaltılmış oluyor. Ayrıca bu roketler güdümlü değil. Rastgele her yere düşebilir. Bugün bir cami olur, yarın hastane olur, öteki gün okul olur.
Toplumda beklenen infial eğer bombalama bu şekilde devam ederse yaşanacak gibi duruyor. Ayrıca Kilisli'nin Kilis'i bırakması da an meselesi.
Yalçın Akdoğan'ın yaptığı açıklamaya göre Kilis'e düşen roketler yarın Bakanlar Kurulunda görüşülecek. Elbette tüm Türkiye nefeslerini tutup bu görüşmeden bir savaş kararı çıkıp çıkmayacağını bekleyecek. Terörle mücadelede bunca kayıp verdiğimiz şu günlerde toplumun sinirleri iyice gerileceğe benziyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.