TTB: Camdan Atlayacak Kadar Güvensiz Binalar, Eksiklikleri Gözler Önüne Seriyor

TTB: Camdan Atlayacak Kadar Güvensiz Binalar, Eksiklikleri Gözler Önüne Seriyor
TTB, İstanbul ve diğer deprem riskli bölgelerde sağlık sistemi ve kentsel planlama konusunda uyarıda bulundu. Güvenliğin sağlanması için yapısal önlemler kadar risk analizi, personel planlaması ve kriz yönetimi de önemli. Depremlerin ardından bu konuların önemli olduğu vurgulandı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Marmara Denizi'nde en büyükleri 6,2 ve 5,9 olan çok sayıda deprem gerçekleşti. Depremlerin ardından TTB'nin "İstanbul ve Deprem Riskli Tüm Bölgelerde Sağlık Sistemi, Eğitim Altyapısı ve Kentsel Planlama Bir An Önce Afetlere Dayanıklı Hale Getirilmelidir" başlıklı açıklamada, "Sağlık hizmetlerinin sürekliliği, güvenliği ve afetlere karşı dayanıklılığı yalnızca yapısal sağlamlıkla değil; aynı zamanda kapsamlı bir risk analizi, nitelikli personel planlaması ve etkili kriz yönetimiyle mümkündür." ifadeleri yer aldı. 

Marmara Denizi'nde en büyüğü 6,2 şiddetinde çok sayıda deprem meydana geldi. Artçıların en büyüğü 5,9 şiddetinde yaşandı. Sarsıntılar, İstanbul'un yanı sıra İzmir, Balıkesir, Çanakkale, Ankara ve Uşak'tan da hissedildi. Depremlerin ardından Türk Tabipleri Birliği açıklama metni yayımladı  

TTB'nin açıklaması şöyle:

"Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) kayıtlarına göre; 23 Nisan 2025 günü, saat 12:49’ta, Marmara Denizi’nde, Silivri’ye yaklaşık 26 kilometre mesafede, 15,2 kilometre derinliğinde, 6,1 büyüklüğünde deprem gerçekleşmiştir. İstanbul, Edirne, Çanakkale, Bursa, İzmit, Yalova, hatta İzmir’den hissedildiği bildirilen depremde can kaybının olmaması en büyük sevinç kaynağımızdır. Türk Tabipleri Birliği (TTB) olarak tüm halkımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

İlk belirlemelere göre ciddi bir can kaybı ya da yaralanma rapor edilmemiş olmakla birlikte, sağlık hizmetlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi ve olası artçı sarsıntılar nedeniyle oluşabilecek risklere karşı tüm sağlık emekçilerimizin ve yurttaşlarımızın dikkatli olması büyük önem taşımaktadır.

TTB olarak, İstanbul ve çevresindeki sağlık kurumlarının durumunu yakından takip etmekteyiz. Birliğimiz, il tabip odalarıyla koordineli biçimde gelişmeleri izlemekte; herhangi bir sağlık hizmeti aksamasına karşı gerekli bilgilendirme ve destek mekanizmalarını hazır tutmaktadır.

Depremin hemen ardından TTB, TTB Afetlerde Sağlık Hizmetleri Yönetimi Akademisi, TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu ve İstanbul Tabip Odası acil değerlendirme amacıyla toplanmış ve sahadaki bilgileri değerlendirmiştir. Depremin müdahale gerekliliği yaratmaması, mevcut durumun ihtiyaçlarını ve risklerini ortadan kaldırmamaktadır. Silivri Devlet Hastanesi’nde gözlemlenen hasar, öngörülen büyük İstanbul depremi başta olmak üzere tüm afet senaryoları için sağlık kurumlarının ne denli hazırlıksız olduğunu gözler önüne sermektedir.

Sağlık hizmetlerinin sürekliliği, güvenliği ve afetlere karşı dayanıklılığı yalnızca yapısal sağlamlıkla değil; aynı zamanda kapsamlı bir risk analizi, nitelikli personel planlaması ve etkili kriz yönetimiyle mümkündür. Ancak bu deprem, yalnızca sağlık sistemimizin değil; kentsel afet hazırlığımızın da yetersizliklerini ortaya koymuştur.

Deprem anında ve sonrasında özellikle büyükşehirlerde yıllardır dile getirdiğimiz üç temel zafiyet bir kez daha gözlemlenmiştir: Yetersiz toplanma alanları, bir anda yoğunlaşan trafik nedeniyle ulaşımın felç olması ve mobil iletişim altyapısında yaşanan ciddi aksamalar. Toplanma alanlarının imara açılması, plansız kentleşme ve ulaşımda kriz senaryolarının eksikliği, afet anında halkın güvenliğe erişimini ve kurumların etkinliğini büyük ölçüde engellemektedir.

İnsanların içinde yaşadıkları, çalıştıkları binalara camdan atlayacak derecede güvenmemesi, “Paniğe bağlı olarak 151 kişinin yaralandı” ifadesindeki paniğin arka planındaki hazır olma halinin eksikliklerini ortaya koymaktadır. Binalar da en az bizim kadar afetlere hazır değildir ve sadece bu bilgi bile yaralanmamıza sebep olabilmektedir.

Ayrıca depremler nedeniyle tatil edilen okullar yerine, her türlü afette güvenle eğitim ve öğretimi sürdürebileceğimiz okulların gerekliliğini de bir kez daha vurgulamaktayız.

TTB olarak yıllardır afetlere hazırlık konusunda bilimsel ve toplum yararını önceleyen politikaların geliştirilmesi gerektiğini vurgulamaktayız. Sağlık çalışanları yalnızca kriz anında değil, kriz öncesinde de güçlü bir sistemin temel unsurudur. Bu nedenle hem sağlık altyapısının hem de toplumsal afet hazırlığının bütünlüklü bir biçimde ele alınması şarttır.

Ayrıca, afet anlarında yaşanan bilgi kirliliği ve iletişim eksiklikleri toplum sağlığı açısından ciddi riskler doğurmaktadır. Kriz anlarında şeffaflık, bilimsel bilgi ve koordinasyon içinde hareket etmek hayati önem taşır. Sağlık meslek örgütlerinin sürece etkin katılımı, bu güvenin sağlanmasında kritik bir rol oynamaktadır.

TTB olarak, İstanbul başta olmak üzere deprem ve afet riski taşıyan tüm bölgelerde sağlık sisteminin, eğitim altyapısının ve kentsel planlamanın afetlere dayanıklı hale getirilmesi için gerekli adımların bir an önce atılması çağrımızı yineliyoruz. Sağlık çalışanlarının güvenli ortamlarda çalışabilmesi, toplumun sağlık hakkına erişiminin temelidir.

Depremi hisseden tüm yurttaşlarımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor; sağlık, ulaşım, iletişim, eğitim ve toplanma alanları gibi kritik altyapıların bütüncül biçimde değerlendirilmesini ve afetlere karşı katılımcı bir hazırlık anlayışının derhal güçlendirilmesini talep ediyoruz."

Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.